Sekeleyn hadisi (Arapça: حديث الثقلين), Muhammed Peygamber'den mütevatır (ardı ardına), Kur'an ve (Ehl-i Beyt) göre nakl olan hadistir.
Sekeleyn hadisinin doğruluğu bir Doktora tezinde Darü'l Tekrib-i Mezahib-i islam-i (دارالتقریب بین المذاهب الاسلامیه)-de ispat edildi.[1]
Muvatta İmâm Mâlik'ten nakledilen Sünni görüşü
Yahya, İmâm Mâlik'ten şöyle nakletmektedir:
“
|
İmâm Mâlik bana Peygamber Muhammed'den, Salât ve Selâm üzerine olsun, şöyle işittiğini söyledi: Size çok değerli "İki şeyi" miras olarak bırakıyorum. Onlara sıkı sıkıya sarıldığınız müddetçe asla delâlete düşmeyeceksiniz. Bunlardan birisi Allah'ın kitabı olan Kur'ân-ı Kerîm, diğeri de benim Sünnetim'dir. (Hadis 46.3)
|
„
|
|
Şiîler'in yorum ve görüşleri
- Şiî-Müslümanlar, Sünnîliğin ikinci halifesi Ömer bin Hattab'ın meşhur kelâmındaki:
“
|
Allah'ın kitabı kifâyet etmektedir (حسبنا کتاب الله)
|
„
|
|
şeklinde sarfettiği sözünden dolayı, onun bu hadisi ayaklar altına alarak ona amel etmemiş olduğu için gasp ettiği hilafetini reddederler ve kendisini şiddetle kınarlar.[5][6]
Ehl-i Beyt'e sarılmak bu mümkün olmadığında da onları hatırlamak iddiası
İbn Teymiyye şöyle nakletmekte:
“
|
Sahih-i Müslim'deki hadis yalnız Allah'ın kitabına sarılmağı emr eder, lakin itret baresinde yalnız "onları hatırlatmak" ile kifayetlenir. Buna göre de üç defa “Üzekkirukumullahe fi Ehl-i Beyti” ifadesinin tekrarı aslında onlara sarılmanın emir olunmadığını gösterir!”.[7]
|
„
|
|
Hadisin Senet ve yorumları
İmam Müslim hadisi Zeyd ibn Erkemden nakletmiştir. O, Übeydullah ibn Ziyaddan korduğuna göre hadisi tam şekilde nakl etmemiş, onun “itrata sarılmak” hissesini ihtisara salmıştır. Bu müddeanın delili budur ki, Zeyd ibn Erkem birçok hallarda bu hadise değinerek onun metnini meşhur yolla (tarikle) nakl etmiştir ki, orada “itrate sarılmak” emrolunur. Müslim, Zeyd ibn Erkemin hadisinin izahında "Ehl-i Beyt'e sarılmak" ibaresini getirmemiştir. Buna ilaveten Ahmed bin Hanbel, naklettiği hadiste ayniyle İmam Müslim'in ibarelerini kayd etmiş ve ona Ehli-beyte sarılmağa dair emr edilen hissesini ilave etmiştir.[8]
Bu hadis takce İmam Müslim'in naklettiği tarikle hülaselenmir; aksine o diğer yollarla da nakl olunmuş ve onlarda “Kur'an ve Ehl-i Beyt'e sarılmak” yanaşı kayd olunmuşdur. Belli ki, İmâm et-Tirmizî hemin hadisi Zeyd ibn Erkemden bu şekilde nakletmiştir. Ehl-i Sünnet alimlerinden bir qrubu da İmâm et-Tirmizî'nin hadisinin senedini sahih bilmişler. Onların bazıları kayd edilir:
- Vehhabiler'in hadis alanında imamları olan Nasireddin Elbani bu hadisi İmâm et-Tirmizî'nin Zeyd ibn Erkeme'ye dayandırılan senedleri ile naklettikten sonra – orada Allah'ın kitabına ve Peygamber itratına sarılınması emr olunuyor - diye yazmaktadır: “Hadisin senedi sahihdir.”[9] O, hadisi “Sahihu'l-Cami üs-Sağir” kitabında da sahih hesap etmiştir.[10] İbn Hacer Eskelani “Sekeleyn” hadisini naklettikten sonra – orada Allah'ın kitabına ve Peygamberin itratına sarılmağa emr ve teşvik ediliyor – diye yazmaktadır. “Hadisin senedi sahihdir.”:[11]:Diğer bir qrup da hadisi hemin mezmunla (Allah'ın kitabına ve Peygamberin itretine sarılmağa emr) nakl etmiş ve onu sahih saymışlar. O cümleden, İbn Hacer Heytami,[12] Buveysiri,[13] Yakub ibn Süfyan Fesevi,[14] Kenduzi Hanefi,[15] Mahmud Şükrü Alusi.[16] Onun, yazdığına göre ise: “Sekeleyn hadisi Sünnî ve Şiî fırkalarının nazarında sabittir.”
- Müttaqi Hindi'nin “Kenzu'l-ummal”da naklettiğine esasen, İbn Cerir Taberi de hadisi sahih hesap etmiştir.[17] Celaleddin Süyutü “Müsnedi İmam Ali” kitabında – Mehamilinin “El-amali” kitabından – nakl edir ki, o da “sekeleyn” hadisini sahih bilir.[18] Hasan ibn Ali Sekkaf Şafei “Sekeleyn” hadisini Sünen-i Tirmizi'den naklettikten sonra şöyle yazıyor: “Hadis sened bakımından sahihdir.”:[19]:Hâkim en-Nişaburî hadisi Allah'ın kitabına ve Peygamberin itretine sarılmanın gerekliliğini vurgulayan kelimelerle nakl ederek onu Gadir-i Hum hadisi ile hatm etmekte ve şöyle yazmaktadır: “Hadis sened bakımından Buhari ve İmam Müslim'in şartlarına uygun olarak sahihdir. Bakmayarak ki, o ikisi bu hadisi nakl etmemişler.”[20] İbn Kesir şöyle yazıyor: “Sahih senedle sübut olunmuştur ki, Peygamber Gadir-i Hum'da öz hutbesinde buyurdu: “Ben sizin aranızda iki ağır ve kıymetli emanet koyuyorum...”[21] “Sekeleyn” hadisini Nisai'nin senedleri ile naklettikten sonra şöyle diyor: “Şeyhimiz Zehebi buyurmuştur ki, bu hadis sened bakımından sahihdir.”[22] Heysemi hadisi Allah'ın kitabına ve Peygamberin itretine sarılmanın lazım (zaruri) olmasını çatdıran mezmunla naklettikten sonra diyor: “Bu hadisi Teberani “Mocemu'l-kebir” kitabında nakletmiştir ve onun ricalarının hepsi sika ve itibarlıdır.”:[23] Cemaleddin Kasimi şöyle yazıyor: “Sahih senetle sübut olunmuştur ki, Peygamber öz hutbesinde buyurdu:
(Arapça: اِنِّى تَارِکٌ فِیکُم ُالثَّقَلَیْنِ; کِتَابَ اللهِ وَ عِتْرَتِى...)
“Ben sizin aranızda iki ağır ve kıymetli emanet koyuyorum: Allah'ın kitabı ve itretim.”
- Semhudi Şafeyi yazır: “Teberani bu hedisi “Mocemu'l-kebir”de senedlerle nakletmiştir ki, onun ricallarının hamısı sikedir.”[24] Ezheri de “sekeleyn” hadisini naklettikten sonra yazıyor: “Mehemmed ibn İshak bu hadisin “hasan” ve sahih olmasına etiket besleyir.”[25][26]